13 Ekim 2010 Çarşamba

F1 2010 Oyun İncelemesi

Son zamanlarda eskisi kadar çekici gelmese de insanlara, bir dönemler genç yaşlı birçok insanın izlediği Formula 1’den 8 senedir ayrıyız bilgisayar aleminde. EA Sports bu seriyi bıraktı bırakalı, açığı kapatan kimse olmamıştı. Ta ki Codemasters duruma el atana kadar…

Çok iyi hatırlıyorum, 10-11 yıl öncesinde Pazar günleri TV karşısına geçip Hakkinen ve Schumacher ikilisinin müthiş yarışlarını izlerdim. Takım arkadaşları Coulthard ve Irvine da mücadeleye zaman zaman ortak olurlardı. 2 sene ard arda şampiyonluğun ardından gelen başarısız iki sene sonunda Mika Hakkinen, Mclaren’ı ve F1’i bırakmış, bizim gibi takipçileri üzmüştü. Ciddi bir rakibi kalmayan Schumacher F1’in altını üstüne getirmiş, kırılmadık rekor, kazanmadık yarış bırakmamıştı. Azalan rekabeti tekrar canlandıran Alonso’dan sonra, bu güzel spordan uzaklaşmış eskisi kadar ilgilenememiştim. Özellikle son dönemlerde getirilen yeni kurallarla birlikte tanıdığım birçok takipçi, eskisi kadar keyif alamadığını belirtiyor.



Her ne olursa olsun, parmak uçlarımda Formula 1 araçlarını kontrol etme isteği hiç kaybolmamıştı. Codemasters sanal alemde bu eksikliği görmüş olacak ki, geçtiğimiz yıllarda Formula 1 2010’u duyurdu. Gelen ekran görüntüleriyle, heyecanla beklenmeye başlanan yapım, nihayet raflarda yerini aldı. Schumacher tekrar geri dönmesiyle daha da heyecan sardı ‘F1’cileri. İşte Lewis Hamilton’lar, Jenson Button’lar, emektar Jarno Trulli’ler, efsane Michael Schumacher’ler!

Adınızı Efsaneler arasına yazdırın

Henüz genç bir sürücü olarak dalıyoruz F1 dünyasına, daha ilk dakikadan basın toplantısında buluyoruz kendimizi. Karşımızdaki gazetecinin sorduğu soruları cevaplayarak, adımızı ve yarışacağımız takımı seçiyoruz. Karşınızda birçok gazeteci var ama nedense hep kadın size soru soruyor. Diğerlerini sanırım figüran niyetine koymuşlar. Ve artık sezona başlama vakti geliyor. Formula 1 2010’da 3 boyutlu menü bulunuyor. Sürücünün dinleme karavanı, gazeteciler ve takım görevlileri bulunuyor çevrede. Kariyer modunun yanı sıra, ‘multiplayer’, ‘grand prix’ ve ‘time trial’ gibi bölümler mevcut.
Kariyer moduna, yani karavanın içine girdiğinizde laptopun başında oturan menajeriniz sizi, F1 dünyası hakkında bilgilendiriyor. İlerleyen zamanlarda takımla aranızda köprü görevi görecek olan bu şahıs, diğer takımlarla da bağlantı kurarak, kontrat önerilerinden sizi haberdar ediyor.


F1 2010, Formula 1’in lisanslı oyunu olduğu için fikstür, yarış pistleri, takımlar ve sürücüler aynen aktarılmış yapıma. Bahreyn ile başlayan 19 yarışlık uzun bir maraton bekliyor sizi, bir sezon içinde. Yarışlara giriş ekranında, oyunun zorluk derecesini – bu bölüme daha sonra değineceğim-, yarış haftasının ve yarışların uzunluğunu ayarlayabiliyorsunuz. Eğer kısa olmasını isterseniz hafta sonunun, antrenman ve sıralama turları 1’er bölümden oluşuyor. Uzun seçeneğini tercih ederseniz, ayrı ayrı bölümler dahil oluyor bu günlere.
Yarış günlerinde ise, en düşük seçenek %20 olarak göze çarpıyor. Yani ‘Grand Prix’in orijinal hali 70 turdan oluşuyorsa, siz sadece bunun %20’sini oynuyorsunuz. İsterseniz daha fazla oynayabilir, hatta yarışların orijinal hallerinde mücadele edebilirsiniz. Yarışlar ne kadar uzun olursa o kadar gerçekçi oluyor, benim için aynı zamanda bir o kadar da sıkıcı hale geliyor. Lastik değiştirme, yakıt ikmali, hasarları giderme gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz.

Pilot olmak zor iş

F1 2010, kendinizi gerçek bir pilot gibi hissetmenizi sağlayacak kariyer sistemine sahip. Antrenmanlardan, sıralama turlarından ve yarışlardan önce kokpitte beklerken, önünüzde bulunan bilgi ekranından, bulunduğunuz pist hakkında bilgiler edinebilir, hava durumunu öğrenebilir, aracınızın ayarlarını düzenleyebilirsiniz. Vites kutusundan, fren sistemi ve lastiklere kadar birçok konuda söz sahibi olabiliyorsunuz. İsterseniz bu işlere hiç bulaşmayıp, mühendislere bırakabilirsiniz. Takım mühendisleri, yarışlardaki sürüş stilinizi gözlemleyerek aracı ona göre tasarlıyor ve ayarları uyguluyor.
Eğer agresif bir yapınız varsa, azami hızdan çok hızlanmaya ağırlık veriyor ve fren sistemleri daha keskin hale getiriyorlar. Dengeli bir sürücüyseniz, genelde ayarlara pek dokunmuyor, ‘fabrika ayarları’yla size bırakıyorlar. Takım görevlileri size karşılıksız hizmet emiyor elbette. Mühendisiniz bazen antrenmanlarda ve sıralama turlarında sizden belli isteklerde bulunuyor, ‘şu hıza ulaşmaya çalış’, ‘şu zamanda bir tur tamamla’ gibi. Bu bilgileri ve daha önceki tur bilgilerinizi de bilgi ekranından görebilirsiniz.


 Codemasters’ın simülasyon tarzıyla sadece ‘çık ve sür’ yapamıyorsunuz. Gerçi bunu yapmak isteyen oyuncular için bir engel yok, hızlı ayarlama imkanları var. Ancak oyundan daha çok keyif almak için bu bahsettiğim şeyleri ve bahsedeceklerimi dikkate alsanız iyi edersiniz. Grand Prix’lerden önce sizin için belli bir hedef belirleniyor. Sıralama turlarında 15. veya daha üstü, yarışta 12. veya daha üstü olmanız gibi. Bunları başarırsanız itibarınız artıyor, ve büyük takımlara adım adım yaklaşıyorsunuz. Her takımın belli bir itibar eşiği bulunuyor. Küçük takımlarda bu 4-7 arasında değişirken, büyük takımlara ulaşmak için biraz daha sabırlı olmanız gerekiyor.

Sezon henüz bitmeden, sizle ilgilenen takımları Padok alanında menajeriniz yardımıyla görebiliyorsunuz. Bazı takımlar sadece ilgilendiğini belirtirken, bazıları somut tekliflerle gelebiliyor. Tabi bulunduğunuz takım da sizden memnunsa, onlar da ellerinde tutmak için kesenin ağzını açıyorlar. Maaşa ve takımdaki pozisyona göre siz de en uygun teklifi seçiyorsunuz. Ben bulunduğum takım olan BMW-Sauber’in 7 milyonluk teklifini geri çevirdim, Toro Rosso’nun 1. sürücü pozisyonunda 6 milyonuna razı oldum, ikinci sürücü olarak kalmaktansa.
Sadece takımlarla iletişim kurmuyorsunuz, yarışlarda podyuma çıkarsanız basın toplantılarına katılıp soruları cevaplıyorsunuz. Bazense padok alanında bulunan gazetecilerin sorularına maruz kalıyorsunuz. İtibarınız arttıkça, padokta bulunan muhabirlerin sayısı da artıyor. Bazen yarışlar ve performansınız hakkında sorular alacaksınız, bazen de çeşitli söylentiler hakkında konuşmak zorunda kalacaksınız.

Mühendis değil muhabbet kuşu

Gelelim yarış günlerine; oyunun en heyecanlı ve stres dolu bölümü. İlk kalkıştan itibaren yarışın sonuna kadar, dikkat etmeniz gereken yer. Öyle ki, telafisi olmayan hatalar yapabilir, ya da imkansızlara imza atabilirsiniz. Gerçek F1’in karmaşıklığını içermese de, yarışlarda çoğu zaman curcunayla karşılaşacaksınız. Pit stoplardan tutun, ikili kapışmalara, ilk kalkış karmaşasından, ‘finish’ düzlüğündeki son hamlelere kadar birçok stresli anla karşı karşıya kalacaksınız. Yarışta birinci giderken, pite girmek zorunda kalmak ve takım hatası nedeniyle fazla zaman kaybetmek, ilk aklıma gelen şey.


Takımla bağlantınız yarış esnasında da kopmuyor, tıpkı gerçekteki gibi telsiz bağlantısı mevcut. Teknisyeninizle sürekli bağlantı halindesiniz, bazen size takım arkadaşınız veya rakipler hakkında bilgiler veriyor, bazen önünüzdeki yarışçıların pozisyonlarını bildiriyor. Pite girmeniz gerektiği zamanlarda, sizi uyarıyor, bazen de bulunduğunuz yerden memnun olmayıp daha üst sıraları zorlamanızı istiyorlar. Zaman zaman motorunuz ve frenleriniz hakkında bilgi veriyor, ‘frenler çok soğuk, bir dahaki virajda ani fren sık’ gibi talimatlarda bulunuyor, eğer aracınızda hasar varsa bunlar hakkında sizi bilgilendiriyor. Bir süre sonra ‘Artık sus be kardeşim’ diyesi geliyor insanın yahu.
Ayrıca seçtiğiniz zorluk seviyesine ve açık bıraktığınız kurallara göre sizi, yarış kuralları içinde tutmaya çalışıyor takım görevlileri. Şöyle ki, eğer önünüzdeki sürücüyü geçerken, ona zarar verir ya da tehlikeye atarsanız, uyarı veya ceza alıyorsunuz. Teknisyeniniz bunlardan sakınmanız gerektiğini belirtiyor size. Eğer yolu kısaltma, dönemeçlerde haksız avantaj sağlama gibi eylemlerde bulunursanız, yine uyarı veya ceza alabiliyorsunuz. Bu uyarıları görmezden gelip tekrar tekrar yaptığınız haksız fiillere devam ederseniz, diskalifiye bile olabilirsiniz.


Seçtiğiniz zorluk seviyesine göre rakiplerinizin araç kullanma kabiliyeti artıyor, aynı şekilde oyunda bulunan sürüş yardımcıları da devreye giriyor. En kolay seviyeyi seçersiniz, sürücü yardımcıları devrede oluyor, özellikle virajlarda otomatik fren sistemi devreye giriyor. Bu sayede F1 araçlarını kontrol edemeyen oyuncular için, oyunu ç ekici hale getirmeye çalışmış yapımcılar. Tabi isterseniz bu yardımcıları devre dışı bırakabilirsiniz. Ayrıca hasar almayı ister açık bırakır, isterseniz iptal edebilirsiniz.

Sonuç

Çevredeki detaylar, seyirciler ve pist dışındaki öğeler hariç Codemasters grafikler üzerinde oldukça çalışmış. Araç modellemeleri gayet gerçekçi, aynı şekilde pistler de çok iyi aktarılmış oyuna. Çevre detaylarına önem verselerdi ve ufak tefek eksiklikleri giderselerdi neredeyse mükemmel bir görsel ziyafet sunacakmış F1 2010. Ayrıca dinamik hava durumu sayesinde, yarış esnasında yağmur bastırabiliyor ki, yağmur efektleri, ıslak zemin ve bu zeminin araçlar üzerindeki etkisi olağanüstü, yağmur nedeniyle yarışlar bambaşka haller alabiliyor.


Araç kontrollerini beğendiğimi söyleyebilirim, ilk başlarda zorlanabilirsiniz, ancak zamanla F1 sürüşüne alışacaksınız. Zaten zorlanmak istemeyenler için sürüş yardımcılarının bulunması çok iyi. Codemasters sanal alemde F1 eksikliğini, bu güzel yapımla giderebilmiş. Kariyer modunu biraz daha canlandırabilselerdi, ‘sürücüler arası ağız dalaşı’, ‘daha yoğun medya bağlantısı’ gibi özellikler olsaydı, çok daha iyi olurdu yapım. Kariyer modunun yanında ‘multiplayer’ desteği sayesinde, gerçek sürücülerle kapışma imkanı sunuyor F1 2010. Muhtemelen güzel bir direksiyonla çok daha oynayabilirsiniz. Şimdi sıra sizde, piste ilk adımınızı hızlı atın…
Alıntıdır.[Kaynak : oyun.pclabs]

Minimum Sistem Gereksinim
  • İşletim Sistemi : Microsoft Windows XP, Vista or Windows 7
  • İşlemci : Intel Core 2 Duo @ 2.4GHz or Athlon X2
  • Bellek(RAM) : 1GB RAM (2GB for Vista)
  • Görüntü : GeForce 7800 / Radeon X1800 or above
  • Harddisk : 12.5 GB

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder